Tekrar Merhaba,
Bir hafta ara verince geri kaldim tabiki, o yuzden arka arka yaziyorum. Az sonra goreceginiz resimlerde dun gittigimiz Mount Rainier'den. Yani benim degimimle Rainier Amca. Kendisi hali hazirda hala aktif olan bir yanardag. Ama en son 150 yil once patlamis.
Uzun suredir Murat ve Hulya ile gorusemiyorduk. Sonunda cumartesi gunu ziyarete gittik, cok keyifli bir aksam gecirdik. Nefis bir Thai restoranina goturduler bizi. Harikaydi.
Ayrilirken pazar gunu Mount Rainier' a gidecegiz isiniz yoksa birlikte gidelim dediler. Biz de uzun suredir istiyorduk gitmeyi. Ben biraz yaramazlik yaparak dersimi astim ama deydi vallahi :)
Cocuklar sabah erkenden geldiler. Sirin, kirmizi, yeni Tostoslari ile yola ciktik. Yaklasik 1 saat 45 dakikalik bir yolculuktan sonra parkin girisine ulastik. Rainier daginin 3 ayri giris noktasi var biz Nisqually Girisinden girdik parka. Ulasmak istedigimiz yer, Paradise denilen bu giristen gecip arabayla gidebileceginiz en son noktaydi. Longmire denilen ziyaretcilerin kalabilecekleri hotel ve bungolov benzeri yerlerin oldugu bolgeye geldik once. Buradan Paradise’ a otobusler vardi. Biz de onunla cikmaya karar vermistik zaten. Yaklasik 35-40 dakika suren bir yolculuktan sonra, motorlu araclarla ulasabilecegimiz en son noktaya geldik. Manzara nefisti. Bu noktadan itibaren bir suru yuruyus yolu vardi. Secim sadece sizin gucunuze, performansiniza ve amaciniza bagliydi. Bizim hem zamanimiz cok yoktu, hem de benim cok yururyebilecek halim yoktu baslangicta. Niye halim yoktu, cunku park sinirlarina girer girmez hapsirmaya basladim ve bu beni cok yordu. Ustune, sanirim dagdaki oksijen orani nedeni ile nefesim agirlasti. Ama butun bunlara pabuc birakilir mi onca guzellik icinde. Tabiki hayir. Atilla sonunda selale gorebilecegimiz 35-40 dakikalik yuruyus mesafesinde olan yolu onerdi, biz de hadi gidelim dedik. Iyiki gitmisiz harikaydi.
Hem Hulya ve Murat' la birlikte olduk, hem de cok keyifli bir gun gecirdik. Az sonra fotograflardan da anlayacaksiniz zaten. Hadi gelin beraber gidelim Rainier Amcaya.
Parkin icine girdikten sonra dagi gordugumuz ilk nokta.Yanimizda dere akiyor arkada dag.
Burasi Longmire. Araba ile geldigimiz son nokta. Burasi danisma olarak kullanilan bina. Ama bana daha cok Ayi Yogi cizgi filmindeki korucunun evini hatirlatti :)
Otobuse bindigimiz yerden Rainier'in gorunusu.
Aslinda tam olarak buradan, Eski Benzin Pompasinin onunden bindik otobuse.
Otobusteyken heyecanlanip bir suru fotograf cektim. Ama bunlari blogg'a yukleyince farkettimki zaten aynisindan otobusten inence de cekebilirmisim :)
Bakin asagi yukari ayni uzaklikta. Burasi Paradise kamp bolgesi. Motorlu aracla gelebileceginiz son nokta.
Bu daglarda iki efe varmis Muttican ile Atican :)
Iste tirmanmaya basladik.
Cok guzel cicekler vardi.
Baksaniza nasil guzeller degil mi?
Selaleye ulastigimizda bizi hoc bir supriz bekliyordu. Korkulugun ustune kazinmis isimler :)
Su guzellige bakin, cagil cagil cagliyor.
Kendimizi sulara attik. Sacima dag suyu surersem belki iki tel daha cikar dedim :)
Iki gram kar gorduk keyiflendik vallahi. Bi de hava boyle sicak olunca.
Gezimiz sirasinda dikkatimizi ceken hepimizin elinde bir makina olmasiydi. Butun geziyi hicbir sey kacirmadan goruntuledik insallah :)
Artik donerken bizi hos bir supriz bekliyordu. Ceylan... bir de poz verdi serseri...